BENİMLE OYUN OYNAR MISIN ANNE/BABA?

Benimle Oynar Mısın Anne/ Baba?

En son ne zaman bir çocukla bir yerde oyun oynadınız?

En son ne zaman bir çocuğun oyun oynarken yüz ifadesini gördünüz?

 Oyun , çocukların gelişimi için çok önemlidir. Oyunun birçok işlevi vardır. Çocuklar oyun oynama yoluyla büyüyüp gelişirler, akıl yürütürler, düşünürler, muhakeme ederler, seçim yaparlar ve sosyalleşirler. Farklı yaşlarda çocuklar farklı türde oyunlar oynarlar.

Küçük bir bebek elindeki kaşığı tabağına vurarak çıkan sesle eğlenebilir. 2-4 yaş arasında çocuklar kendi başlarına oyun oynarlar. 4 yaşından itibaren arkadaş edinmek, sosyalleşmek için oyun oynarlar. Artık oyun onlar için toplumsal ilişkinin bir parçası haline gelir. 6 yaşına doğru ise oyun karmaşıklaşır. Kurallı oyunlar devreye girer. 9 yaşına doğru takım oyunları , daha kompleks oyunlar hayatlarını doldurur. Böyle bir sıralama olması beyin dizilimi ve gelişimiyle ilgilidir. Beyin gelişimi ilerledikçe çocukların oyun süreçleri karmaşıklaşıp değişir. Oyunun en önemli işlevlerinden biri de kontrol hissi vermesidir. Deneyimsel oyun terapisi yaratıcısı Byron Norton, “çocuklara küçük parmaklarıyla yönetebilecekleri oyuncaklar verin”derken kontrol etme ihtiyaçlarna vurgu yapmıştır.

Psikanaliz Winnicott’a göre; “Psikoterapi, iki kişinin oyun oynamasıyla ilişkilidir”. Psikoterapi,terapist ve danışanın oyun oynayabildiği alanda gerçekleşir. Yani oyun varsa iyileşme de vardır. Çocuklarla olan durumda bunun adına ‘’oyun terapi’’ deriz. Oyun terapisinde iyileşen bir çocuk kendinden sonraki iki nesli etkiler. ( Çocuğunu ve onun yetiştireceği çocuğu )

Çocuklar annelerini çok dikkatli izlerler. Anne gülüyorsa çocuk gülüyor, anne sakinleştikçe çocuk da sakinleşiyor. Anneyle çocuk arasında oyun etkileşimi sırasında vücut ısıları eşleşiyor, beyin dalgaları senkronize oluyor tüm bu olanlar ayna nöronlarla ilgilidir. Anneyle çocuk arasındaki bağlantı kuran  ayna nöronlar birbirleriyle ilişkilerini pozitif yönde  etkiler.Bu alan eğer pozitifse çocuğun duygusal dünyası bundan pozitif etkilenir. İyi hissetme hormonu oksitosin oyun esnasında salgılanır. İyi bir oyun iyi bir oksitosin salgılayıcısıdır. Oyunun içindeki göz teması , ses tonu, dokunma, çocuğun sinir sistemini dengeler, düzenler. Küçük çocuklarla oynanan ‘’cee’’oyunu, saklanbaç oyunları , çocukların yetişkinlerle olan ayrılma anlarını deneyimletip, ayrılık kaygısını iyileştirir. Oyunun birleştirici bir yönü vardır. Oyun, anlıktır. Oyunun dili  yoktur. Çocukların onları etkileyen durumları sözelleştirme  kapasiteleri tam olarak gelişmemiştir. Çocukların oyunları metaforik ifadeler taşır. Çocuklar oyunları yoluyla metaforik duygularını yani sözelleştiremedikleri duygularını gösterirler.

Çocukluk, zayıflıklarla dolu bir dönemdir. Çocuk bu hislerini etrafa gösteremiyorsa, etraf bu hisleri göremiyorsa bu his acıya dönüşür. Çocuklar oyun metaforu yoluyla dil geliştirirler. Dünyada tek bir çocuk yok şımarık olan , yaramaz olan. Davranışı ve oyunu anlaşılmamış, ihtiyaçları karşılanmamış çocuklar vardır.  Oyun terapisinin çocukları iyileştirmedeki işlevi çocuğun takılı kaldığı dönemi ya da olayı , durumu güvenli bir terapistle çocuğun örtük hafızasındaki sıkıntılı yerlere onu geri götürmek , oradaki eksiği tamamlamak , şefkati arttırmaktır. Tam bu dönemde ebeveynleri bilinçlendirmek , çocuğun takılı kaldığı yeri düzeltmek olarak da özetlenebilir. Çocuklar oyun terapisi yoluyla anne karnına kadar olan hislerini oyunlarında gösterebilirler. Yani örtük hafızada depolanan oyunlar anne karnına kadar gider. Dolayısıyla oyun anne karnına kadar gidebilir.

Hiçbir oyun tesadüfi seçilmez. Çocuklar yalnızca eğlenmek ve iyi vakit geçirmek için oyun oynamazlar. Oyun oynuyorsam anın içindeyim , oyun oynamıyorsam kopuyorum demektir.İster çocuk olayım , ister yetişkin oyunla olan bağlantım  zayıfladığında kendimle yani içimdeki çocukla olan bağlantım zayıflar. İç sesimi duymayı kaybederim . İç görümü, farkındalığımı azaltırım. Kaç yaşında olursam olayım içimde daima bir çocuk vardır. Oyun oynadığımda içimdeki çocukla olan bağlantım canlı kalır. Bunu etrafıma da hissettiririm. Etrafımdaki insanlara da bulaştırırım.

Küçük çocukların işbirliğini yapmalarını sağlamak için eğlenceli yollar

*Oyun oynayın: ‘’ Haydi arabaya doğru koşan atlar gibi yapalım’’

*Müziği kullanın: ‘’ Şimdi temizlik yaparken söylediğimiz şarkıyı söylemenin tam zamanı.’’

*Bir hikaye anlatın: ’’Sen banyo yaparken ben de sana bir hikaye anlatayım.’’

*Zamanla yarışabileceği belli bir hedef koyun: ‘’ Haydi baban eve gelmeden önce odayı toplayıp onu şaşırtalım.’’

*Onunla yarışmayı önerin, ama güçlü taraf o olsun ve kazanmasına izin verin:’’ Senden fazla oyuncak toplayacağıma bahse girerim!’’

*Yaratıcı bir oyun oynamayı önerin: ‘’ haydi gel, sen pijamalarını giyerken bir hikaye uyduralım.’’

*Bir oyuncak kullanın: ‘’ Küçük fare giyinme zamanının geldiğini söylüyor.’’

*Anlamsız ve saçma sapan hareketlere izin verin: ‘’ Şimdi üstümüzü giyme zamanı. Çoraplarını ellerine giydirelim mi?’’

*Herhangi bir şeyi birlikte, sırayla yapın: ‘’ Masayı toplama zamanı. Haydi üzerindekileri sırayla, birer birer taşıyalım . Önce sen başlamak ister misin?’’

*Birlikte ,aynı anda yapın: ‘’ Sen odanın o tarafını süpürürken ben de bu tarafını süpüreyim. Ortada kocaman bir toz kümesi oluştururuz, sonra da süpürgelerimiz birbirlerine merhaba der.’’

Tüm hayatınızda oyunla olan bağlantınızı kaybetmediğiniz , iç sesinizle içinizdeki çocukla konuşabildiğiniz, eğlenebildiğiniz güzel oyun dolu günler diliyorum…

                                                                                                                   Psikolog Esra Orçunlu